19 Kasım 2007 Pazartesi

LE TEMPS DES FLEURS/dalida

LE TEMPS DES FLEURS

Dans une taverne du vieux Londres
Où se retrouvaient des étrangers
Nos voix criblées de joie montaient de l'ombre
Et nous écoutions nos coeurs chanter

C'était le temps des fleurs
On ignorait la peur
Les lendemains avaient un goût de miel
Ton bras prenait mon bras
Ta voix suivait ma voix
On était jeunes et l'on croyait au ciel
La, la, la...
On était jeunes et l'on croyait au ciel

Et puis sont venus les jours de brume
Avec des bruits étranges et des pleurs
Combien j'ai passé de nuits sans lune
A chercher la taverne dans mon coeur

Tout comme au temps des fleurs
Où l'on vivait sans peur
Où chaque jour avait un goût de miel
Ton bras prenait mon bras
Ta voix suivait ma voix
On était jeunes et l'on croyait au ciel
La, la, la...
On était jeunes et l'on croyait au ciel

Je m'imaginais chassant la brume
Je croyais pouvoir remonter le temps
Et je m'inventais des clairs de lune
Où tous deux nous chantions comme avant

C'était le temps des fleurs
On ignorait la peur
Les lendemains avaient un goût de miel
Ton bras prenait mon bras
Ta voix suivait ma voix
On était jeunes et l'on croyait au ciel
La, la, la...
On était jeunes et l'on croyait au ciel

Et ce soir je suis devant la porte
De la taverne où tu ne viendras plus
Et la chanson que la nuit m'apporte
Mon cœur déjà ne la reconnaît plus

C'était le temps des fleurs
On ignorait la peur
Les lendemains avaient un goût de miel
Ton bras prenait mon bras
Ta voix suivait ma voix
On était jeunes et l'on croyait au ciel
La la la...
On était jeunes et l'on croyait au ciel

***************


In a tavern of old London
Where met foreigners
Our voices sieved out with joy took up shade
And we listened our hearts singing

It was the time of flowers
They ignored fright
The following days had a taste of honey
Your arm took by the arm
Your voice followed my voice
They were young persons and they believed in the sky
,...
They were young persons and they believed in the sky

And then the days of fog came
With strange noise and tears
How much I passed without moon at night
To search the tavern in my heart

Very as at the time of flowers
Where they lived without fright
Where every day had a taste of honey
Your arm took by the arm
Your voice followed my voice
They were young persons and they believed in the sky
,...
They were young persons and they believed in the sky

I pictured myself dispelling the fog
I believed I shall take back up the time
And I invented of moonshine
Where both sang to us as before

It was the time of flowers
They ignored



Karşılanan yabancıların olduğu yaşlı Londra'nın bir tavernasında, bizim seslerimiz, dışarı eledi, sevinçle, gölgeyi aldı, ve biz, söylüyor olan bizim kalplerimizi dinledik, onların, takip eden günlerin, balın bir tadı olduğu korkuyu görmezlikten geldiği çiçeklerin zamanıydı, senin kolun, onların, genç kişiler olduğu benim sesim izlenen kol tarafından senin sesini aldı, ve onlar, gökyüzüne inandı...


Onlar, genç kişilerdi, ve onlar, gökyüzüne inandı, ve sonra sisin günleri, benim, ay olmadan geceleyin ne kadar onların, her gün balın bir tadı senin kolun, kol tarafından senin sesini almıştı korku olmadan yaşadığı çiçeklerin çok öyle zamanında benim kalbimde tavernayı aramayı geçtiğim garip gürültü ve gözyaşlarıyla geldi, onların, genç kişiler olduğu benim sesimi izledi, ve onlar, gökyüzüne inandı...


Onlar, genç kişilerdi, ve onlar, benim, beraberce önce olduğu gibi onların, görmezlikten geldiği çiçeklerin zamanı olduğu bize söyledi benim, benim, zamanın yukarısını geri alacak olduğuma inandığım ve benim, boş laftan icat ettiğim sisi giderirken kendimi resmettiğim gökyüzüne inandı


dalda.jpg

LOVE İN PORTOFİNO

AŞKI PORTOFİNO'DA BULDUM

(Aşkı Portofino'da buldum)
(Çünkü hala hayallere inanıyorum)
Kaderin tuhaf oyunu
(Portofino'da kalbimi aldı
Sabahın tatlı büyüsünde)
Deniz seni bana getirdi)
Gözlerimi hafifçe kapıyorum
Ve yanımda Portofino'da
Seni yeniden görüyorum
Seni beklemekte oldugum gökyüzünün
bir köşesini hatırlıyorum
O kadar sevdiğim yüzünü hatırlıyorum
Ve öpülesi dudaklarını
Aşkı Portofino'da buldum
O öpücükleri bir daha asla unutmayacağım
yolum artık hüzünlü değil
Portofino'da aşkı buldum
Bir zamanlar Portofino'da sadece sabahları,
çanını sadece sabahları, Portofino uyanırken
çalabildigi için canı sıkılan yaşlı bir çancı vardI
Ama o ilahi geceden sonra
Gündüz vakti çan çalarken duydular
Bizim aşkımız için çalıyordu,
Portofino'nun komşu köylerinde bile duyulan o çanı
Beni küçük ahşap dağ evine götüren kocamı görüyorum
Beni kollarında taşıyarak eşikten atlatan kocamı
Orda Portofino'da ne zaman yaşlı çancı çanını çalsa
bizim evliliğimizi bulutlara dogru haykırır, Portofino'da

dal_da.jpg

DALİDA DİNLİYORUM

DALİDA VİDEO

Hiç yorum yok: